Filistin’in bulunduğu bölge jeopolitik, jeostratejik, jeoekonomik açıdan değerlendirildiğinde gerek bölge ülkeleri ve gerekse küresel güç odakları açısından oldukça önem arz eden bir ülkedir. Bu yüzden de bölgede her zaman bir kaos ortamı mevcuttur. Ayrıca Filistin Sorunu sadece bölgesel bir sorun değildir, evrensel niteliği de olan bir sorundur. Sorunun temelinde İsrail’in güçlenmesi ve İsrail’in Filistin toprakları üzerinde yayılmacı bir politika izlemesi yatar. Burada çatışan tarafların kimlikleri ve bölgenin özellikleri etkin olmuştur.
El-Fetih, İsrail’ karşı silahlı mücadele ile başarılı olabileceğini düşünen bir grup küçük burjuvazi tarafından kurulmuştur. İlk hareket 1965’te Yaser Arafat öncülüğünde gerçekleşmiştir. 1968’de İsrail birliklerinin Karameh Kampı’na yaptıkları saldırıda önemli teçhizat ve malzeme kayıpları vermiştir İsrail’e. Bu zafer El-Fetih’i güçlendirmiştir. Filistin sorunu için atılacak adımların kendi kontrolünde olmasını isteyen Arap hükümetleri Nasır yanlısı Şukeyri’yi Filistin halklarının temsilcisi olarak seçmiştir.”Filistin Ulusal Konseyi” , Filistin Ulusal Şartı’nı kabul ederek Filistin Kurtuluş Örgütü’nü resmi olarak kurmuştur ve Başkanlığına Şukeyri getirilmiştir. Örgütün finansmanı için “Filistin Milli Fonu” oluşturulmuş ve ofisler açılmaya başlanmıştır. Şukeyri istifa edince yerine 1969’da Yaser Arafat getirilmiştir. Ürdün tarafından yok edilme tehdidi birçok Filistin örgütünün Filistin Kurtuluş Örgütü’ne meşruluk tanımasını sağlamıştır. BM Genel Kurulu örgütü bütün Filistinlilerin tek meşru temsilcisi olarak tanımıştır. 1976’da Arap Birliği’ne örgütün tam üyeliği kabul edilmiştir. 1987’de işgal altındaki Filistin topraklarında direniş başladı. Filistin Kurtuluş Örgütü 1988’de Filistin Ulusal Konseyine bağımsız Filistin Devleti’ni ilan ettirme kararı almıştır. 1989’da Arafat, FKÖ Merkez Konseyi tarafından Filistin Devlet Başkanlığı’na seçilmiştir. 1991’de Irak’ın Kuveyt’i işgaline son verilmesinin ardından ABD yönetiminin Ortadoğu’da askeri ve siyasal etkinliği arttığı görülür. 1992’de İsrail’de sol kanadın iktidara gelmesiyle barış süreci başlamıştır. İsrail ve FKÖ 1993’te Oslo Anlaşmasıyla tarihi bir anlaşmaya vardı. Yaser Arafat’ın dönüşüyle FKÖ, İsrail birliklerinin boşalttığı yerlere konuşlandırıldı. Örgütün İsrail ile müzakereleri neticelenmeyince Filistinlilerin örgüte olan desteği azalmıştır. Arafat’ın 2004’te ölümünden sonra örgütün başına Mahmut Abbas geçmiştir. Filistin Kurtuluş Örgütü bugün Filistin Ulusal Otoritesini yürüten siyasal bir parti gibi işlev görmektedir.