Yemyşeil doğası, gür ormanları, güler yüzlü sıcak kalpli misafirperver yöre halkıyla uzun derin bir tarihe sahip olan Trabzon adeta Karadeniz’in bir incisi diyebilriz. Trabzon geldiğinizde ilk önce sizi Karadenizin heybeti ve onu karşılayan Zigana dağının yeşil örtüsü gelmektedir. Ama bunun yanı sıra çok yoğun bir şekilde de kentleşmeye gidilmekte ve betonarme binalar şehrin merkezini kaplamaktadır. Yaylalara çıkmadan önce bir çok kültüre ev sahipliği yapmış olan Trabzon, şehrin farklı noktalarında kiliseler camiler mezarlar ve anıtlar bulundurmaktadır. Bunların yanı sıra, uzun göl, sümela manastırı,Atatürk köşkü,Trabzon müzesi,Trabzon kalesi, Zagnos vadisi gibi önemli yerler vardır. Bu yazımızda bunlardan bir kaçına değineceğiz.
Uzungöl, Trabzon dendiği zaman akla gelen önemli yerlerin başında gelmektedir. Doğası görünümü ve sadeliğiyle adeta bir kartpostal izlenimi vermektedir. Yerli yabancı bir çok turistin sıkla ziyaret ettiği bir yayla köyünde kahvaltı yapmak(özellikle kuymak yemek) yapılacaklar listesinde en üstte yer almalıdır diye düşünüyoruz. Uzungöl bölgesi adeta bir yağmur ormanı veya ılıman kuşak iklim bölgesi gibi yılın neredeyse 365 günü yağış almaktadır. Bu kadar çok yağış aldığı içinde bölge devamlı yeşildir, ve otlar gür şekilde büyümektedir. Özellikle yaz aylarında Trabzon şehrinden Uzungöle çeşitli tur firmaları tarafından günlük otobüs kaldırılmaktadır, bunun yanı sıra da belediye otobüsleri 20 dakikada bir sefer düzenlemektedir.
Sümela manastırı, Trabzon’un simgesi haline gelmiş Sümela manastırı 1923 yılına kadar faal olarak işlevini yürüttü. Ortadoks kilisesi olan Sümela, Meryem Ananın göğe yükseldiği gün olarak kabul edilen günlerde ayin yapılmasına izin verilmiştir. Bizans zamanında 3 tane rahibin kurduğu söylenmekte ve içerisinde kütüphane,misafirhane,öğrenci çalışma odaları,mutfak ve kutsal odaları bulunmaktadır.Yerden yüksekliği 1200 metre olan bu 6 katlı yapının içine girdiğinizde yapılan işçilik ve özen gözlerinizi kamaştırmakta. Yapının ne zaman ve nasıl yapıldığı net bir şekilde belirlenmemekle beraber, MÖ 350-450 yılları arasında yapıldığı tahmin edilmektedir.